Keşifteyiz :)

Likya Yolu yürüyüşü ile doğanın tadını çıkarmaya hazır mısın? Gerekli malzemeleri koyduğun bir sırt çantası, uyku tulumu ve çadırın ile Türkiye’de yapılabilecek en keyifli doğa aktivitelerinden birine gidiyorsun. Bu yolculukta seni antik kentler, yemyeşil ormanlar ve tertemiz bir hava bekliyor. Güneyin en uzun, popüler ve göz kamaştırıcı yürüyüş rotası Likya Yolu. Eminiz ki adını sık duydun, ama gidecek vaktin olmadı ya da bir türlü cesaretini toplayamadın. Likya Yolu’nun en favori noktalarından oluşan, “gezmesi kolay, manzarası olay” bir rota hazırladık. Fethiye Ölüdeniz’den başlayacak bu rotayı tamamlamak için hazırsan Likya Yolu’nu keşfe çıkıyoruz. Likya Yolu Hakkında Likya ülkesinin gizemini, Akdeniz’in sonsuz maviliğini, Tahtalı Dağı’nın zirvesini, dağların kekik toplayıcı yörüklerini, keçiboynuzunun kekremsi tadını, yalnızlığı, doğayı, dinginliği hissedebilmek için zamanın ve mekanın içindeki Likya Yolu serüvenini yaşamak gerekiyor. Ayrıca Likya Yolu geçmiş yıllarda yurt

               Bu yazımı yazmakla yazmamak arasında gidip geldim hatta hala yazarak napıyorsun, kendine gel buranın tanıtımı yapılır mı? Burası senin memleket bırak kimse gelmesin sen yaşa doyasıya bu güzelliği diye kendime telkinde bulundum. Sonrasında ise düşündüm, bu bloğun amacı keşfettirmekse hadi kızım bu görevini yap dedim kendime ve yazıyorum.Benim bakir kanyonumu sizinle paylaşıyorum.                 Balıkesir'in Altınoluk mahallesine doğru yola çıkıyoruz. Önceden belediyeydi ama şimdi mahalle diye geçiyor. Edremit ilçesini geçtikten sonra Altınoluk sizi masmavi deniziyle, Kazdağları'ndan  gelen tertemiz havasıyla karşılıyor. Denizin mavisi gökyüzünün mavisiyle dans ederken başka bir mavi tonu keşfetmek üzere Bent yoluna doğru kıvrılıyoruz. Yürüyüş yapmak yorucu değil ama arabanızla da kanyona gidebilirsiniz.Tahmini otuz dakika süren yolculuğumuzu tamamlıyoruz. Kanyona geldik ama şelalenin olduğu yeri görmek istiyorsak dere boyu yürümemiz gerekecek. Muhakkak deniz ay

            Kapadokya, eşsiz şehir, tarihin gizemli güzeli sen ki insanlık tarihinin en nadide mirasısın.  Kapadokya'nın en büyük katedralini sizler için kaleme aldım.Bu yazım oraya duyduğum hayranlığın bir yansıması olacak. Görmek, hissetmek, yaşamak isteyen duyarlı okuyucularıma seslenen bir yazı...            Ihlara Vadisi'nin yanı başında yüksek kayalara oyulmuş Selime Katedrali, M.S. 66 yılında Roma baskılarına maruz kalan Hristiyanlar tarafından yapılmıştır. Birçok kilise ve çok amaçlı kaya oyma mekanlarla oluşturulan manastırı aynı zamanda düşmanlara karşı kale olarak da kullanan ilk Hristiyanlar, 313 yılında imzalanan Milano Fermanı ile ibadetlerini açıktan yerine getirmeye başlamışlardır. Kapadokya bölgesinde ilk yüksek sesli ayin, Ortadokslar tarafından burada yapılmıştır.         Katedralde İsa'nın göğe çıkışı,Meryem gibi tasvirler yer alıyor. Bir çok şapel, kilise, mabet,inziva odaları, kaçış yolları, su yolları, tahıl, yiyecek depolama odaları ve seyir yer

Yaklaşık yedi yıldır her yaz Çeşme’ye gidiyoruz ama hiç sabahtan akşama kadar Alaçatı’dan Hacımemiş’e uzanan şirin sokaklarında gezme fırsatı yakalayamamıştık. Ancak bu yıl, Çeşme’nin tüm cezbedici ve güzel plajlarına rağmen, Alaçatı’da dolu dolu bir gün geçirmek, renkli sokaklarında tatlı esintisini solumak ve en güzel mekânları keşfetmek gerektiğini düşünerek sizler için yola koyulduk. Size rengârenk kapıları olan taş evleri, hediyelik eşyacıları, şık restoranları ve tatlı kafeleriyle Alaçatı yazımızı derledik.  Alaçatı’da Neler Yapılır? Alaçatı sokaklarında gündüz vakti harika görüntüler yakalanır, rahat rahat yürünür, güneşin sıcağının tam işlemediği serin yerlerde tatlı molalar verilir. Ancak gece insan trafiği olan sokakların, sabah saatlerinde biraz ruhsuz olduğunu fark edebilirsiniz. Açıkçası restoran, kafe ve mağazaların çoğunun sabah vakti kapalı olduğunu görmek beni biraz üzdü. Bir de tabi sıcakta yürümek çoğu kişi için çok keyifli olmayabilir. Hava hafif hafif ka